İSTANBUL NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Elif Sena BİLGİÇ
-adres antettedir-
DAVALI :
KONU : HMK 107’ye göre Belirsiz Alacak ve Kısmi Alacak Davası şeklinde iş akdi sonlanan müvekkilin Kıdem Tazminatı , Fazla Mesai Alacağı, Hafta Tatili Alacaklarının tahsili istemimizi içerir.
MİKTAR : 1) HMK Madde 107 gereğince BELİRSİZ ALACAK DAVASI olarak; tüm alacaklar GİYDİRİLMİŞ NET ÜCRET ücret üzerinden olmak üzere;
FAZLA MESAİ ALACAĞI İÇİN: 100,00 TL
HAFTA TATİLİ ALACAĞI İÇİN: 100,00 TL olmak üzere TOPLAM 200,00 TL’ nin akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili,
2) Fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile KISMİ DAVA olarak şimdilik tüm alacaklar GİYDİRİLMİŞ NET ÜCRET üzerinden olmak üzere;
KIDEM TAZMİNATI ALACAĞI İÇİN:100,00 TL olmak üzere TOPLAM 100,00 TL’ nin akdin
feshi tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili,
AÇIKLAMALAR:
-
- ÇALIŞMA HAYATI
Müvekkil davalı firmalarda 02.01.2017 tarihinde Şef Bakım Teknikeri olarak işveren ………………. bünyesi altında çalışmaya başlamış ve müvekkilin iş akdi 04.10.2023 tarihinde müvekkilin dilekçesinde de bahsettiği haklı nedenleri sebebiyle sonlanmıştır. İşbu nedenden ötürü müvekkil iş sözleşmesinden kaynaklanan Kıdem Tazminatı , Fazla Mesai Alacağı , Hafta Tatili Alacağı alacağına hak kazanmıştır.
Kıdem Tazminatı yönünden talebimiz; Müvekkil davalı işverenin yanında 02.01.2017 tarihinden iş akdinin sonlandığı 04.10.2023 tarihleri arasında çalışmış olup 1 yıldan uzun süre çalışması olan müvekkil işbu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Müvekkilin 05/10/2023 tarihli almış olduğu son maaş net 3.814,50 Dolardır. Müvekkilin 2017 yılından 2023 yılına kadar almış olduğu maaş ödemelerini gösterir dekontlar ekte bilginize sunulmuştur. (EK1) Müvekkilin iş akdinin sonlandığı tarih olan 04.10.2023 tarihinde T.C Merkez Bankası tarafından açıklanan dolar kuru 27,5812 TL’dir. (EK2) Kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti hesaplanırken bu kur üzerinden hesaplama yapılması önem arz etmektedir. Müvekkilin toplam çalışma süresi 6 yıl 9 ay 1 gün’dür.
Fazla Mesai Ücreti yönünden talebimiz : Haftada 7 gün çalışma yapılan iş yerinde çalışan müvekkil, belirtilen 7 günde, günlük 2 saat yani ayda 60 saate yakın fazla mesai yapmış buna rağmen müvekkile yasal çalışma süresi olan haftada 45 saatlik çalışma süresinin üzerindeki çalışmalarının karşılığı işveren tarafından verilmemiştir. Yine müvekkilin 1 saat olması gereken öğle arası müvekkile yarım saat olarak kullandırılmıştır. Müvekkilin fazla çalışma yapmış olduğuna yönelik iddiamız isim ve adreslerini daha sonra bildireceğimiz tanık anlatımları ile ile ispat edilecektir.
4857 Sayılı İş Kanunu Madde 41 ; Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Maddesi gereğince müvekkil çalıştığı süre boyunca günde 2 saat yani ayda 60 saat fazla mesai yapmıştır. Ancak bu fazla mesai ücretlerine ilişkin talepleri sonucu hep olumsuz yanıt almış ve emeğinin karşılığını alamamıştır. Talepte bulunduğu hallerde müvekkil önemsenmemiş ve hep ertelenmiştir. Müvekkil dinlenme ve aile hayatı yaşama fırsatı asla bulamamıştır. Ayrıca emeğinin karşılığını hiçbir surette almamıştır.
Hafta Tatili Alacağı yönünden talebimiz: Müvekkil belirtilen firmalarda gemi içinde işini ikame ettirmiştir. Bu gemilerde durmaksızın çalıştırılmış ve gemilerin limandan hareketi sağlanmamakla birlikte gemiden inip gezmeye yönelik herhangi bir izin de verilmemiştir. Bundan ötürü müvekkil gemilerde haftanın 7(yedi) günü izin kullanmaksızın çalıştırılmıştır. İşbu sebeple müvekkilin, davalı firmalardan Hafta Tatili Alacağı bulunmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu Madde 46 ; Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
Hükmü ışığında müvekkile verilmesi gereken hafta tatili davalı şirketler açısından bir
anlam ifade etmemiş ve müvekkil çalıştığı tüm süre boyunca hafta sonları dahi çalışmıştır.
Yukarıda anlatılan tüm bu hususlar sonucu iş bu dava tanık beyanları, bilirkişi incelemeleri ve her türlü yasal delil ile de ortaya çıkacak olup iş bu beyanlar ve incelemeler de davamızda delil niteliğinde olacaktır.
Müvekkil, davalı firmalardan ……… ile 2017 yılında iş görüşmesi yapmış ve davalı işveren tarafından işe alınmıştır. Bu iş görüşmesi ……………. Adresinde gerçekleşmiştir. İş görüşmesinin olumlu sonuçlanmasının ardından müvekkil ………… ile organik bağı mevcut bulunan …………………yönlendirilmiştir. Bu aşamada müvekkile işe giriş tarihi olan 02/01/2017 tarihinden hemen sonra 08/01/2017 tarihinde …………… aracılığı ile sigorta yapılmıştır. Bu sigorta poliçelerinden ilkinin içeriğinde, sigorta ettiren ………….. Olarak , Alt şirket ise …………. olarak yer almaktadır. İkinci poliçe ise yine 08/01/2017 de düzenlenmiş olup içeriğinde sigorta ettiren şirket olarak …………… yer almakta iken alt şirket ise ……………dir. (EK3) …………… bünyesinde bulunan ……………..vasıtası ile müvekkil, …………….. Şirketinin Yalova’da bulunan ……………… Adresli şubesi olan tersanede 3 ay kadar eğitim almış ve ardından yine …………… iştiraklı ve organik bağı bulunan Kıbrıs merkezli …………….. Şirketi ile Endonezya’ya gönderilmiştir. Bu süreç ve devamında müvekkil ………… çalıştırılmıştır. Müvekkil burada haftanın 7 günü günlük 10-12 saat aralığında çalışmıştır. Burada müvekkil Şef Bakım Teknikeri olarak çalışmıştır. İşverene bağlı gemilerde elektrik üretilip çalışılan ülkelere tesis edilmiştir. Burada uzunca bir süre çalıştıktan sonra davalı firma müvekkili Küba’ya göndermiştir. Müvekkilin yurt dışı çıkış belgeleri ve çalışma izni yine Küba geçiş belgeleri ekte bilginize sunulmuştur. (EK4)
Küba’da müvekkile konaklaması için temin edilen yer hijyen ortamından oldukça uzaktır. Müvekkil burada geçirdiği süre zarfında küf tutmuş banyolar ve lavabolar kullanmaya zorlanmıştır. Yine müvekkilin çalıştırıldığı ortamda çöpler toplanmamakta ve biriktirilmekte, lavabolar ve tuvaletler tıkanık hatta taşmış durumdadır. Bu süreç öncesinde müvekkilin yine davalı işveren bünyesinde çalışmakta iken geçirdiği iş kazasından kaynaklı bir parmak ameliyatı mevcuttur. Müvekkil Endonezyada davalı bünyesinde çalışmakta iken parmaklarından yaralanmış ve ciddi bir iş kazası geçirmiştir. Bu kaza sonrasında Endonezya’da müvekkilin sağlığına gereken dikkat ve özen gösterilmemiş ve parmaklarındaki rahatsızlık ilerlemiştir. Bu ilerlemenin fark edilmesi ile müvekkil Türkiye’ye ameliyat olması için gönderilmiştir. Buradaki doktorları da müvekkile parmağına iyi bakılmadığı için hastalığın ilerlediğini ve bu ilerleme sonucunda parmağının kesilmek zorunda olduğunu söylemişlerdir. Bu ameliyatta müvekkilin parmakları kesilmiştir. Ameliyatın ardından doktorları tarafından müvekkile, ameliyatlı bölgeye dikkat edilmesi özellikle hijyen koşullarının önem arz ettiği hususunda uyarıda bulunulmuştur. Bu durumda müvekkilin sağlığı açısından hijyen koşulları fazlasıyla önem arz etmektedir. Zira müvekkilin bu şartlarda kalmaya devam ettiği sürece hastalığının nüksetmesi kaçınılmaz olacaktır. Gerektiği takdirde bu kazaya ve ameliyata ilişkin bilgi, belge ve sağlık raporları dosyaya sunulacaktır. Yine bu süreçte müvekkilin konaklamasını üstelenen davalı işverence bu görev, gereğince yerine getirilmemiştir. Müvekkil 4-6 kişilik odalarda kalmaya zorlanmıştır. Müvekkil her ne kadar bir süre bu duruma katlanmaya çalışsa da daha fazla dayanamamıştır. Müvekkil bu sorunları davalı işverene iletmiş ise de herhangi bir değişiklik olmamıştır. Sağlığı üzerine duyduğu endişe ve hayat kalitesinin düşmesi ile müvekkil haklı sebebini de belirtmek suretiyle iş akdi sonlandırmış ve ülkemize dönmüştür.
İşverenin kıdem ve ihbar tazminatını işçinin istifası sebebine dayanarak ödemek istememesi uygulamada çok sık rastlanan bir durumdur. Nitekim Yargıtay bir kararlarında da “İşyerinde hizmet süresi itibariyle belirli hakları kazanmış bir kişinin hayatın olağan akışı içinde istifa ile bu hakları ortadan kaldırması olağan bir davranış sayılmaz” diyerek işçinin, uzun bir kıdem süresine sahip olması da feshin işçi tarafından yapılmadığını öngören bir olgu olarak değerlendirmiştir. Kaldı ki müvekkilin toplam çalışma süresi 6 yıl 9 ay 1 gün’dür. Müvekkilin olağan şartlarda istifa ile kazanmış olduğu belli hakları ortadan kaldırması olağan bir davranış sayılamayacaktır.
Yine;
YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİNİN 2014/946 E VE 2015/12165 SAYILI KARARINDA “İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. X işverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uymasında gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez denilmektedir.
YARGITAY 22. HD. 2013/36930 E. 2014/15533 K. 03.06.2014 “Somut olayda, tazminata esas ücrete yansıtılan günlük yemek ücreti, Yol- İş Sendikası Genel Başkanlığının bildirdiği emsal yemek ücreti miktarına göre hesaplanmıştır. Oysa, fesih tarihinde yemek ücretinin ne miktarda olabileceği Lokantacılar Odasından sorularak kar payının düşülmesinden sonra tazminata esas ücrete eklenmesi gerekir. Diğer taraftan, tazminata esas ücrete yansıtılan günlük barınma ücretinin neye göre belirlendiği de belli değildir. Barınma ücretinin de ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak, tespit edilmesi gerekirken, Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
Müvekkil, 02.01.2017 tarihinden iş akdinin sonlandığı tarihi olan 04.10.2023 tarihine kadar çalışmış olup kıdem tazminatımızı çalışılan dönemleri kapsayacak şekilde talep etmekteyiz. Bu durum da tanık ve uygun tüm delillerle ispat edilecektir. Ayrıca davacı tarafından kıdem ve diğer işçilik alacaklarının istendiği Yargıtay’ın 7 Hukuk, 03/11/2014, E. 2014/9313 sayılı kararında işçinin çalışma suresini ispat etmek için hizmet tespit davası açmak zorunda olmadığını açıkça ifade etmektedir. Nitekim söz konusu kararda;
YARGITAY’IN 7 HUKUK, 03/11/2014, E. 2014/9313 SAYILI KARARI: “..Mahkeme tarafından davacının çalışmasının sigortasız olduğu, önce çalışmanın varlığının kanıtlanması amacıyla hizmet tespit davası açılması, hizmetin varlığının kanıtlanmasından sonra alacaklar bakımından araştırma yapılması gerektiği, davacı olan tarafa hizmet tespit davası açılması yönünden süre verilmesine rağmen dava açılmadığı, davanın ispatlanamamış olmasıyla davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, işçi alacaklarının tahsili için dava açmıştır. Hiç kimse, hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz. HİZMET TESPİT DAVASI SOSYAL GÜVENLİK HAKKINI İLGİLENDİRMEKTEDİR. BİR KİŞİNİN İŞÇİ SAYILMASI İÇİN İLLA Kİ SSK’LI ÇALIŞMASI GEREKMEZ. DAVACI TANIKLARININ DAVACININ DAVALININ YANINDA ÇALIŞTIĞI SÜRE İLE ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİNE DAİR SOMUT BİLGİLER VERDİKLERİ GÖRÜLMEKTEDİR. Bu sebeplerle açılan davanın toplanmış olan delillere göre esastan değerlendirilmesi gerekirken, yerinde olmayan bir gerekçeyle reddi hatalı olup bozma nedenidir.
2) DAVALI ŞİRKETLER ARASINDAKİ ORGANİK BAĞIN TESPİTİ:
4857 sayılı İş Kanunu ve Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre; İşçinin şirket tarafından yurt dışı işyerine çalıştırılmak üzere gönderildiği, yurt dışı işyeri ile davalının organik bağ içinde olduğu ve o yer mevzuatına göre kurulan şirket tarafından çalıştırıldığı tespit edildiği takdirde, işçinin işçilik hak ve alacaklarından Türkiye’deki kurulu, gönderen işveren şirket sorumludur.
(YARGITAY 9.HD. 26.3.1999 GÜN 1999/18733 E, 1999/6672 K.): Bu gibi durumlar için “şirketler arasında organik bağ” dan söz edilerek kıdem tazminatına hak kazanma, hesap tarzı yönlerinden aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilir. Bu yolla kıdem tazminatının hesabında organik bağ çerçevesinde sonuca ulaşma
İŞ HUKUKUNUN EMREDİCİLİK YÖNÜ VE İŞÇİNİN KORUNMASI İLKESİ UYARINCA YABANCILIK UNSURU TAŞIYAN YURTDIŞI İŞÇİLİK ALACAKLARI UYUŞMAZLIKLARINDA TÜRK VATANDAŞI OLAN İŞÇİNİN KAMU DÜZENİ DE DİKKATE ALINARAK YURT DIŞINA GÖNDERİLMESİNDE GÖNDEREN KİŞİ YA DA ŞİRKETİN YURT DIŞINDAKİ YABANCI ŞİRKET İLE ORGANİK BAĞI İSPATLANDIĞINDA TÜRK İŞ HUKUKU UYGULANIR VE ORGANİK BAĞ İÇİNDE OLAN TÜRKİYE’DE KİŞİ VEYA KİŞİLER İŞÇİNİN İŞVERENİ KABUL EDİLEREK SORUMLU TUTULUR.
Ayrıca şunu belirtmek gerekir ki yukarıda belirttiğimiz firmalar arasında organik bağ mevcuttur. Yargıtay kararları ve ilgili kanun maddeleri neticelerinde bu organik bağın sağlanması ancak şu şekilde gerçekleşmektedir:
-
- Ticaret sicil kayıtlarından şirketlerin hakim sermaye ortakları ile diğer şirketin ortaklarının aynı olması,
-
- Şirketlerin ticaret sicilinde kayıtlı adreslerinin aynı olması, aynı adreste faaliyet göstermeleri,
-
- Ticaret sicil kayıtlarından şirketlerin hakim sermaye ortakları ile diğer şirketin ortaklarının aynı olması,
-
- Şirketlerin faaliyet alanlarının aynı olması,
-
- Davacının ara vermeksizin bir şirketten diğerine geçiş yapması,
-
- Şirketlerin faaliyet alanlarının aynı olması,
Davalarda organik bağ hususu, Yargıtay tarafından genel olarak söz konusu kriterler çerçevesinde değerlendirilmektedir.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNİN 2010/12035 E. 2012/17612 K. T:21.05.2012 “Mahkemece ticaret sicil kayıtlarına göre her iki davalı şirketin ortaklarının aynı şahıslar olduğu,davalı şirketler arasında alt-üst işveren ilişkisinin bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesi ile davalı … Ltd. Şti aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davalı şirketler arasında ortaklarının aynı olması sebebi ile organik bağ bulunduğu açıktır. Esasında bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durum karşısında davacının iddiası doğrultusunda davalı şirketler arasında organik bağ veya asıl-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır.
-
- DAVALI ŞİRKETLERİN TİCARET SİCİL KAYITLARINDA ŞİRKETLERİN HAKİM SERMAYE ORTAKLARI İLE DİĞER ŞİRKETİN ORTAKLARININ AYNI OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR. ……………………… Bu durum da davalı şirketler arasındaki organik bağın apaçık ispatıdır. Davalı şirketlerin ticaret sicil gazetesindeki kayıtlar, müvekkilin işe girdiği tarihten itibaren incelendiğinde yönetim kurullarındaki isimlerin örtüştüğü görülecektir. Bu durum tek başına dahi davalı şirketler arasındaki organik bağın tespitinde yeterlidir. (EK5)
-
- DAVALI ŞİRKETLERİN TAMAMININ TİCARET SİCİLİNDE KAYITLI ADRESLERİ AYNIDIR VE AYNI ADRESTE FAALİYET GÖSTERMEKTEDİRLER. Davalı şirketlerden ……….. adresli websitesinde yer almakta olan adresi: …………………. Yine müvekkilin yurtdışında çalıştığı ve ……………… bünyesinde olduğu bilinen ……………..adresli websitesinde yer almakta olan adresi de …………… adresi ile aynı olan …………….. Ayrıca davalı şirketlerden …………. de adresi tüm kayıtlarda ………… olarak yer almaktadır. Davalı şirketlerin tamamının Ticaret Sicil Kayıtlarında da bu adres sabittir.
-
- DAVALI ŞİRKETLERİN TİCARET SİCİL KAYITLARINDA ŞİRKETLERİN HAKİM SERMAYE ORTAKLARI İLE DİĞER ŞİRKETİN ORTAKLARININ AYNI OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR. ……………………… Bu durum da davalı şirketler arasındaki organik bağın apaçık ispatıdır. Davalı şirketlerin ticaret sicil gazetesindeki kayıtlar, müvekkilin işe girdiği tarihten itibaren incelendiğinde yönetim kurullarındaki isimlerin örtüştüğü görülecektir. Bu durum tek başına dahi davalı şirketler arasındaki organik bağın tespitinde yeterlidir. (EK5)
Yine ……….. adresli websitesinde yer almakta olan Dubai adresinin ………….. olduğu görülmektedir. Aynı şekilde ……………… bünyesinde olduğu bilinen ……… adresli websitesinde yer almakta olan Dubai adresinin de ……………. olduğu görülmektedir.
Davalı şirketlerin tamamının websiteleri ve iletişim bilgileri incelendiğinde yalnızca adreslerinin değil iletişim numaralarının da aynı olduğu görülmektedir. …….. numarasının davalı şirketlerin iletişim numarası olduğu kendi websiteleri ekran görüntüleri ile sabittir. Yine bu numara arandığında ise telesekreter ile ” ……….. Hoşgeldiniz.” denildiği görülmektedir. Davalı şirketlerin Dubai adresleri ve telefon numaralı da anlatılan şekilde örtüşmektedir. Davalı şirketlerin Dubai iletişim numarası: ………….. şeklindedir. (EK6)
-
- DAVALI ŞİRKETLERİN TAMAMININ FAALİYET ALANLARI AYNIDIR. Davalı şirketlerin tamamı “Gemicilik” “Gemi İnşaatı” “Elektrik Üretimi ve Dağıtımı” alanında çalışmaktadır. Müvekkil de belirtilen alanda gemi içerisine kurulan sistem üzerinden elektrik üretimi sağlanması hususunda Şef Bakım Teknikeri olarak hizmet vermiştir. Bu faaliyet alanlarının hepsini kapsayan alan, davalı şirketlerden ………… websitesinde “Powership” olarak adlandırılmıştır. (EK6)
-
- MÜVEKKİLİN İŞVEREN OLARAK MUHATAP OLDUĞU KİŞİ VE KİŞİLER …………. BÜNYESİNDENDİR. Müvekkil, yukarıda da açıklandığı üzere iş başvurusunu ……… yapmıştır. Bu süreçte iş görüşmeleri, işe kabul bildirimi, maaş ödemeleri, Yurt dışı çalışma izin işlemleri gibi her konuda da …………. yöneticileri ile irtibat kurmuştur. Hatta müvekkil iş görüşmesini, ……….. İstanbul adresinde yüz yüze gerçekleşmiştir. Müvekkil Endonezya’da çalıştığı dönemde bir iş kazası geçirmiştir. (Bu kazaya dair tüm dava ve tazminat haklarımız saklıdır.) Bu tedavi sürecini detaylı olarak aktarmış idik. Yine iş kazasının ardından müvekkil yalnızca İstanbul Türkiye’de bulunan ………… bünyesinde çalışmakta olan işverenleri ile görüşme sağlamıştır. Bu durum dahi huzurdaki davanın ………….. yöneltilmesinin sebebini gösterir niteliktedir.
-
- DAVALI ŞİRKETLERİN YALNIZCA HAKİM SERMAYE ORTAKLARI VE YÖNETİCİLERİ DEĞİL,ÇALIŞANLARI DA ORTAKTIR. Tarafımızca haricen yapılan araştırmalar neticesinde görülmüştür ki, davalı şirketlerden ……….ve ………..şirketlerinin çalışanları aynı kişilerdir ve aynı görevleri yapmaktadırlar. Profesyonel, sosyal iş ağı ve sosyal paylaşım platformu olan Linkedln isimli uygulamada bu durum açıkça görülmektedir. Ortak çalışanlardan yalnızca bazıları ekte sunulmuştur. Yine Linkedln isimli uygulamadan, ………….. profiline bakıldığında da şahsın hem ………….. CEO’su olarak kendini tanıttığı görülmektedir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre de şirket yöneticileri ve çalışanlarının aynı olması, şirketler arasındaki organik bağın tespiti için yeterlidir. Yine müvekkilin çalışmakta olduğu ……….. bünyesinde bulunan ve dünyanın bir çok ülkesinde hizmet veren elektrik üretim gemileri isimlerini ……….hakim sermaye ortağı olan aile fertlerinden almaktadır. (……………) Bu gemilerden bir kaçının görselleri de ekte sunulmuştur. (EK7)
İş Kanunu gereğince dava açma şartı olan Arabulucuya başvuru işlemi de tamamlanmış olup davamıza delil niteliğinde olacak ……. ile arabuluculuk yapılmış ….. tarih ………….. arabuluculuk numaralı dosya son tutanağı ekte sayın mahkemeye sunulmuştur.
İş Kanunu gereğince dava açma şartı olan Arabulucuya başvuru işlemi de tamamlanmış olup davamıza delil niteliğinde olacak ………….ile arabuluculuk yapılmış ………… tarih ………….. arabuluculuk numaralı dosya son tutanağı ekte sayın mahkemeye sunulmuştur.
Yukarıda kısaca izah etmiş olduğumuz tüm nedenlerden ötürü müvekkilin sonlanan iş akdinden doğan Kıdem Tazminatı , Fazla Mesai Alacağı , Hafta Tatili Alacağına ilişkin tüm ve hak ve alacaklar müvekkil lehine hak edilmiştir. Bu durum tanık, bilirkişi ve delillerle sabit olup delil ve tanık ifadeleri ile anlaşılacaktır. İzah ettiğimiz tüm bu sebeplerden ötürü huzurdaki bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İş kanunu, HMK vs ilgili diğer tüm yasal mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Tanık beyanları ,Yemin, Bilirkişi incelemeleri, SGK Kayıtları, Maaş Ödeme Dekontları, Yurt dışı çalışma izinleri, Sigorta Poliçeleri, Islah ve her türlü yasal delil
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü ;
-
- HMK Madde 107 gereğince BELİRSİZ ALACAK DAVASI olarak; tüm alacaklar GİYDİRİLMİŞ NET ÜCRET ücret üzerinden olmak üzere;
FAZLA MESAİ ALACAĞI İÇİN: 100,00 TL
HAFTA TATİLİ ALACAĞI İÇİN: 100,00 TL olmak üzere TOPLAM 200,00 TL’ nin akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
-
- Fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile KISMİ DAVA olarak şimdilik tüm alacaklar GİYDİRİLMİŞ NET ÜCRET üzerinden olmak üzere;
KIDEM TAZMİNATI ALACAĞI İÇİN:100,00 TL olmak üzere TOPLAM 100,00 TL’ nin akdin
feshi tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
-
- Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını sayın mahkemenizden müvekkil adına arz ve talep ederiz. 22/03/2024
DAVACI VEKİLİ AV. ELİF SENA BİLGİÇ
(DELİLLERİMİZİ İÇERİR EKLER, SAYICA UYAP EK SINIRINI GEÇTİĞİ İÇİN KALAN EKLER DELİL DİLEKÇESİ İLE DOSYAYA SUNULACAKTIR.)
EK:
1-) Maaş Ödemelerine İlişkin Dekontlar
2-) Fesih Tarihi Dolar Kurunu Gösterir Ekran Görüntüsü
3-) Müvekkile Yapılan Sigorta Poliçesi
4-) Müvekkilin yurt dışı çıkış belgeleri ve çalışma izni yine Küba geçiş belgeleri 5-) İlgili Ticaret Sicil Gazetesi İlanları
6-) Davalı Şirketlerin Adresler Ve İletişim Bilgilerinin Aynı Olduğunu Gösterir Ekran Görüntüleri, …………… Faaliyet Alanları
7-) Ortak Şirket Çalışanları ve Gemilerin İsimlerini Gösterir Ekran Görüntüleri 😎 Müvekkile ait SGK Hizmet Dökümü
9-) Arabuluculuk Tutanakları
10-) Vekaletname