İçindekiler

  1. Giriş
    1.1. Nafaka Kavramı ve Hukuki Dayanağı
    1.2. Nafaka Türleri (Yoksulluk, İştirak, Yardım Nafakası)
  2. Nafaka Artırım Davalarının Hukuki Temelleri
    2.1. Türk Hukukunda Nafaka Artırım Davaları
    2.2. İlgili Kanun Maddeleri (TMK m. 176, m. 330 vb.)
  3. Nafaka Artırımına Sebep Olan Nedenler
    3.1. Ekonomik Koşulların Değişmesi
    3.2. Nafaka Alacaklısının Artan İhtiyaçları
    3.3. Nafaka Borçlusunun Mali Durumunun İyileşmesi
  4. Nafaka Artırım Davalarında Süreç
    4.1. Dava Açma Şartları
    4.2. Görevli ve Yetkili Mahkemeler
    4.3. Davanın Tarafları ve Haklarının Korunması
    4.4. Yargılama Süreci ve Delil Sunumu
  5. Nafaka Artırım Yargıtay Kararları ve İlgili Emsal Kararlar
  6. Nafaka Artırım Dava Dilekçesi Örneği
  7. Sonuç

Nafaka Kavramı ve Hukuki Dayanağı:

Türk hukukunda nafaka, bir kişinin, belirli koşullar altında başka bir kişiye ekonomik destek sağlama yükümlülüğüdür. Temel olarak Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiş olup, aile hukukuna ilişkin bir kavramdır. Nafaka, genellikle boşanma sonrası veya özel durumlarda ihtiyaç sahibi tarafların korunması ve temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla öngörülmüştür.

Türk Medeni Kanunu nafaka yükümlülüğünü düzenleyen ana mevzuattır. Amaç, sosyal dengeyi sağlamak, ihtiyaç sahiplerini korumak ve özellikle boşanma sonrası ekonomik açıdan mağduriyet yaşanmasını önlemektir.


Nafaka Türleri:

  Yoksulluk Nafakası

  • Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafın, diğer taraftan mali destek talep etme hakkını ifade eder (TMK m. 175).
  • Hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, kusuru daha ağır olmayan taraf lehine hükmedilir.

  İştirak Nafakası

  • Çocuğun bakımı, eğitimi ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin ödediği nafakadır (TMK m. 182/2).

  Tedbir Nafakası

  • Boşanma veya ayrılık davası sürecinde, mahkeme kararıyla maddi durumu kötü olan tarafa geçici olarak ödenen nafakadır (TMK m. 169).

  Yardım Nafakası

  • Akrabalar arasında, ekonomik olarak zor durumda olan bir kişinin diğer akrabalarından talep edebileceği nafaka türüdür (TMK m. 364).

Nafaka Artırım Davaları:

Nafaka artırım davası, nafaka alacaklısının (nafaka alan tarafın), mevcut nafaka miktarının yetersiz kaldığını iddia ederek, nafaka borçlusundan daha yüksek bir nafaka talep etmek amacıyla açtığı bir davadır. Bu davalar, ekonomik koşulların değişmesi, ihtiyaçların artması veya paranın satın alma gücünün azalması gibi nedenlerle gündeme gelir.

Davanın Süreci

  1. Dava Açma: Nafaka alacaklısı, nafakanın artırılması talebiyle yetkili aile mahkemesine başvurur.
  2. Yetkili Mahkeme: Nafaka alacaklısının yerleşim yeri aile mahkemesi yetkilidir.
  3. Delillerin Sunulması: Taraflar, ekonomik durumlarını ve ihtiyaçlarını belgelerle kanıtlar.
  4. Hakimin Takdir Yetkisi: Mahkeme, tarafların gelir durumu ve yaşam standartlarını değerlendirerek hakkaniyete uygun bir karar verir.

Nafaka artırım davaları, tarafların ekonomik durumları ve güncel ihtiyaçları dikkate alınarak çözülmektedir. Bu süreçte, hakkaniyetin korunması ve taraflar arasında adil bir denge sağlanması esastır.

İlgili Kanun Maddeleri

  1. TMK Madde 176 – Nafakanın Değiştirilmesi veya Kaldırılması
    • Nafaka alacaklısının veya borçlusunun ekonomik durumlarının değişmesi hâlinde, hükmedilmiş olan nafaka miktarının artırılmasına, azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verilebilir.
    • Ayrıca, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya yoksulluk durumunun ortadan kalkması hâlinde nafaka kaldırılır.
  2. TMK Madde 175 – Yoksulluk Nafakası
    • Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf, kusurunun diğer tarafa göre daha ağır olmaması şartıyla nafaka talep edebilir. Bu hüküm, yoksulluk nafakası artırım taleplerinde dayanak oluşturur.
  3. TMK Madde 182 – İştirak Nafakası
    • Boşanma hâlinde, çocuğun velayetini almayan tarafın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkı sağlamak için iştirak nafakası ödemesi gerekir. Bu maddeye dayanarak çocuğun büyümesi ve artan ihtiyaçları gerekçesiyle nafaka artırımı talep edilebilir.
  4. TMK Madde 330 – Çocuğun Bakım Giderleri
    • Anne ve babanın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamak zorunda olduğu belirtilir. Bu madde, iştirak nafakası artırım taleplerinde dikkate alınır.
  5. TMK Madde 4 – Hakkaniyet İlkesi
    • Mahkemeler, nafaka miktarının artırımı konusunda karar verirken hakkaniyet ilkesine uygun bir değerlendirme yapar.
  6. TMK Madde 2 – Dürüstlük Kuralı
    • Tarafların nafaka artırım taleplerinde dürüstlük kuralına uygun davranmaları, kötü niyetle hareket etmemeleri gerekir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) İlgili Maddeleri

  • HMK Madde 119 ve 129: Dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde, nafaka artırımına ilişkin talep ve delillerin belirtilmesi gerekir.
  • HMK Madde 31: Hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü, nafaka davalarında tarafların durumlarının tam olarak ortaya konulmasında önemli rol oynar.

Bu maddeler, nafaka artırım davalarında tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde temel alınır. Nafaka artırım taleplerinde, özellikle ekonomik koşulların değiştiği somut bir şekilde ispat edilmelidir.

Nafaka Artırımına Sebep Olan Nedenler:

Türk hukukunda nafaka artırımı taleplerine neden olan sebepler, genel olarak nafaka alacaklısının (nafaka alan kişinin) yaşam koşullarındaki veya nafaka borçlusunun (nafaka ödeyen kişinin) ekonomik durumundaki değişikliklere dayanır. Aşağıda bu sebepler detaylı şekilde açıklanmıştır:


1. Ekonomik Koşullardaki Değişiklikler

  • Enflasyon: Enflasyon oranı nedeniyle paranın satın alma gücünün azalması, mevcut nafakanın ihtiyaçları karşılayamaz hale gelmesine neden olabilir.
  • Artan Yaşam Maliyetleri: Gıda, kira, enerji gibi temel ihtiyaçların maliyetindeki artışlar nafaka artırımı talebine gerekçe oluşturur.
  • Asgari Ücret ve Gelir Seviyesindeki Değişiklikler: Ülke genelindeki ekonomik koşullarda meydana gelen değişimler, nafaka alacaklısının yaşam standartlarını etkileyebilir.

2. Nafaka Alacaklısının Artan İhtiyaçları

  • Çocukların Gelişen İhtiyaçları: Çocuğun büyümesiyle birlikte eğitim, sağlık ve diğer bakım masraflarının artması, iştirak nafakasının artırılmasını gerektirebilir.
  • Sağlık Giderlerindeki Artış: Nafaka alacaklısının veya çocuğun sağlık durumunda meydana gelen değişiklikler nedeniyle ek masraflar oluşabilir.
  • Eğitim Giderlerinin Artması: Özellikle çocukların eğitim masraflarının (dershane, okul, üniversite harçları) yükselmesi önemli bir artırım gerekçesidir.

3. Nafaka Borçlusunun Ekonomik Durumunun İyileşmesi

  • Gelir ve Mal Varlığındaki Artış: Nafaka borçlusunun maaşında artış, yeni bir iş sahibi olması veya mal varlığında ciddi bir iyileşme durumunda nafaka artırımı talep edilebilir.
  • Lüks Yaşam Tarzının Gelişmesi: Nafaka borçlusunun gelir artışına bağlı olarak lüks yaşam standartları edinmesi, nafaka artırımını haklı kılabilir.

4. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Durumunun Kötüleşmesi

  • Gelir Kaybı: Nafaka alacaklısının işsiz kalması veya gelirinde düşüş olması.
  • Yoksulluğa Düşme Riski: Nafaka alacaklısının ekonomik bağımsızlığını sürdürememesi durumunda yoksulluk nafakasının artırılması talep edilebilir.

5. Yasal ve Toplumsal Koşulların Değişmesi

  • Yasal Düzenlemeler: Nafaka miktarlarının yeniden düzenlenmesine yol açan mevzuat değişiklikleri.
  • Toplumsal Standartlar: Nafaka miktarının, toplumda değişen yaşam standartlarına uygun hale getirilmesi ihtiyacı.

6. Olağanüstü Durumlar

  • Doğal Afet veya Krizler: Deprem, salgın gibi olağanüstü hallerin tarafların ekonomik durumlarını değiştirmesi.
  • Ailevi Durum Değişiklikleri: Çocuğun velayet değişikliği veya aile yapısındaki değişiklikler.

Nafaka artırımı talebi için temel dayanak, tarafların mali ve sosyal durumlarındaki değişikliklerdir. Mahkeme, nafaka artırım talebini değerlendirirken bu değişikliklerin somut ve belgelerle kanıtlanmasını şart koşar. Hakim, hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde tarafların ekonomik durumlarını dikkate alarak karar verir.

Nafaka Artırım Davalarında Dava Süreci:

Nafaka artırım davasının açılabilmesi için belirli dava koşullarının sağlanması gerekir. Türk hukukunda nafaka artırım davaları, mevcut nafaka kararının tarafların ihtiyaçlarını karşılamadığı veya ekonomik durumlarının değiştiği durumlarda gündeme gelir. İşte bu davanın temel koşulları:


1. Mevcut Bir Nafaka Kararı Olması

  • Nafaka artırım davası açılabilmesi için, önceden mahkeme tarafından hükmedilmiş bir nafaka kararı bulunmalıdır.
  • Bu karar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası veya yardım nafakası olabilir. Tedbir nafakası (geçici) için artırım davası açılamaz.

2. Ekonomik veya Sosyal Şartlarda Değişiklik

  • Nafaka Alacaklısının Durumu: Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artmış olması (örneğin, çocuğun eğitim veya sağlık masraflarının yükselmesi).
  • Nafaka Borçlusunun Durumu: Nafaka borçlusunun gelirinde artış veya ekonomik durumunda iyileşme olması.
  • Genel Ekonomik Koşullar: Enflasyon, paranın değer kaybı veya yaşam standartlarındaki değişiklikler.

3. Hak Düşürücü Süre veya Zamanaşımı Bulunmaması

  • Nafaka artırım davalarında herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi yoktur. Ancak artırım talebi, yalnızca ileriye dönük uygulanır; geçmişe yönelik nafaka artışı talep edilemez.

4. Görevli ve Yetkili Mahkeme

  • Görevli Mahkeme: Nafaka artırım davalarına bakmakla görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.
  • Yetkili Mahkeme: Davalı ya da davacının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (HMK m. 6).

5. Hukuki Menfaatin Bulunması

  • Davacının nafaka artırım talebinde hukuki menfaatinin bulunması gerekir. Örneğin, mevcut nafaka miktarının yaşam koşullarını karşılamada yetersiz kalması.

6. Talebin Dayanağının Belirtilmesi ve Kanıtlanması

  • Dayanak Gösterme: Nafaka artırım talebi somut gerekçelere dayanmalıdır (örneğin, artan ihtiyaçlar veya borçlunun gelirindeki artış).
  • Delil Sunma: Taraflar, gelir durumlarını, giderlerini ve ekonomik koşullarını belgelemelidir (maaş bordroları, kira sözleşmeleri, fatura ve harcama belgeleri vb.).

7. Dava Dilekçesi Şartlarının Yerine Getirilmesi

  • Davacının nafaka artırımına ilişkin talebini açık bir şekilde dava dilekçesinde belirtmesi gerekir (HMK m. 119).
  • Dilekçede talep edilen artış miktarının dayanakları ile açıklanması önemlidir.

8. Hakkaniyet İlkesi

  • Mahkeme, nafaka artırım taleplerini değerlendirirken tarafların mali ve sosyal durumlarını dikkate alır. Artırım kararı, hakkaniyet ilkesine uygun olarak belirlenir.

Sonuç

Nafaka artırım davası açarken yukarıdaki koşulların sağlanması gereklidir. Mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında meydana gelen değişiklikleri inceler ve hakkaniyete uygun bir karar verir. Özellikle delillerin eksiksiz sunulması, dava sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için büyük önem taşır.

Nafaka Artırım Davaları Yargıtay Kararları ve İlgili Emsal Kararlar:

  • T.C.YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2021/4645 E. 2021/5308 K. SAYILI VE 28.06.2021 TARİHLİ İLAMI;

”……… İradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır”

Görüldüğü üzere Yargıtay kararlarında nafaka artış oranları, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıklamış olduğu Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) doğrultusunda belirlenmektedir. Fakat ekonomik şartlarda oluşabilecek değişimlere göre ÜFE oranı üzerinde bir nafaka artırımı yapılması da kabul edilmektedir.

  • NİTEKİM YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NUN 2009 / 3-352 E.  2009 / 348 K. SY İLAMI :

“4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi başlıklı 176. maddesinin 1. fıkrasında Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. 4..fıkrasında da; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir denilmekte. Hakimin Takdir Yetkisi başlıklı 182. maddesinin 2. fıkrasında; Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. 3. fıkrasında da Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir hükmü yer almaktadır. Yine aynı kanunun Durumun Değişmesi başlıklı 331. maddesinde; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir.

  • NİTEKİM YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2019/2205 E. 2019/3731 K. SY İLAMI:

Mahkemece, davalı erkek aleyhine dava tarihi olan 05.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 350,00 TL yoksulluk nafakası, 250,00 TL …. yararına, 50,00 TL ise ….. yararına iştirak nafakası olmak üzere toplam 650,00 TL nafaka belirlenerek, nafakalara her yıl TEFE oranında artış yapılmasına karar verilmiş olup, 31.12.2009 tarih ve 27449 sayılı resmi gazetede yayınlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararına göre 16 yaşını doldurmuş işçiler için asgari ücret davanın açıldığı tarih itibariyle net 576,56 TL’dir. Gerçekleşen bu duruma göre davalı erkeğin belirlenen gelirinden daha fazla miktarda nafaka ödeme yükü altında kalacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere tarafların boşanmalarından sonra davalı erkek yeniden evlenmiş, bu evliliğinden sağlık sorunları olan bir çocuğu daha olmuş, sosyal ve ekonomik durumunda olumlu yönde bir değişim gerçekleşmemiş, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan denge davalı erkek aleyhine olacak şekilde değişmiştir. Hal böyle olunca, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığından davacı kadının yoksulluk nafakası artırım davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Yukarıda 2. bentte belirtilen ilkeler çerçevesinde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocukları 26.12.2003 doğumlu …… yararına hükmolunan iştirak nafakasının artırım miktarı Türk Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında fazla olduğu gibi, nafakanın her yıl artış talebi hakkında TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranını nazara almak gerekirken, TÜFE oranında her yıl artırım yapılmasına karar verilmesi de doğra görülmemiş, hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.

Nafaka Artırım Dava Dilekçesi Örneği:

SAMSUN NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE DAVACI    : XXXX VEKİLİ      : Av. Elif Sena BİLGİÇ ve Av. Mehmet YALÇIN DAVALI    : YYY KONU        : Aylık …. TL  olan iştirak nafakasının …….. TL arttırılarak ……..         TL’ye yükseltilmesi talebimizdir.  AÇIKLAMALAR :               Müvekkil ile davalı …… yılında evlenmiş olup bu evlilikten ……. Doğumlu ZZZ isimli müşterek çocukları bulunmaktadır. Müvekkil ve davalı, …………………………………..  sayılı dosyası ile boşanmışlardır. İşbu boşanma kararı  …………….. tarihinde kesinleşmiştir. Tarafların boşanma davasına ilişkin gerekçeli karar ve kesinleşme şerhi ekte bilginize sunulmuştur. (EK)               Huzurdaki davamız nafaka artırım talebine yönelik olup, nafaka artırım davasında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri, yer yönünden yetkili mahkemedir. Bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 177. maddesinde düzenlemiş olup;  “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.”             denmiştir. Buna göre her nafaka alıcısı, yaşadığı yerleşim yerine bağlı konumda olan Aile Mahkemesine, nafaka artırımı için dava talebinde bulunabilecektir. Müvekkilin yerleşim yeri de Samsun olduğundan işbu davamızı mahkemenizde açmış bulunmaktayız.               Günümüz şartlarında değişken para piyasası ve enflasyon dikkate alındığı zaman sabit bir nafaka miktarının sürekli olarak aynı ihtiyaçları karşılamayacağı anlaşılacaktır. Buna bağlı olarak mahkeme nafaka hükmü ile birlikte değişen şartlara ve imkanlara göre ne şekilde artacağına hükmetmiş olabilir veya olmayabilir. İki durumda da nafakanın artırılmasına yönelik olarak dava açılabilir. İştirak nafakası, boşanma kararı ile birlikte çocuğun eğitim, sağlık, giyim, barınma, sosyal hayat, sigorta vb. her türlü ihtiyacı ve asgari yaşam standardını yakalaması için velayet hakkını elinde bulundurmayan eşten alınan nafaka türüdür. Boşanan eşler maddi imkanları oranında çocuğun bu saydığımız ihtiyaçlarına yönelik olarak parasal destek sağlamakla yükümlüdürler. Burada bu para diğer eşin katılması gereken payı ifade eder. Bununla beraber kusur incelemesinden bağımsızdır. Artış miktarı belirlenmiş olmasına rağmen değişen şartlar ve imkanlar nafaka artırımını zorunlu kılmış olabilir. Alacaklısının maddi durumundaki değişiklik, borçlusunun maddi durumundaki değişiklik, değişen şartlar, altın – döviz kurlarındaki değişiklikler, enflasyon oranı, eğitim – sağlık – yaşam standartları – yaş vb. her türlü unsur bu saydıklarımızla sınırlı olmayacak şekilde nafaka artırımına esas alınabilir. Bu saydıklarımıza ek olarak Yargıtay tarafından genellikle esas alınan bir unsuru de belirtmemiz yerinde olacaktır. O da üretici fiyat endeksi (ÜFE) denilen orandır. Genellikle nafaka artırımı konusunda önemli bir etken olan ÜFE, kesin bir kural değildir. Mesela iştirak nafakasında çocuğun önemli bir ihtiyacını karşılamaya yönelik açılan davada ÜFE oranı yetersiz kalacaktır. Yani nafaka artırımı her somut olaya göre farklı kriterlere göre gerçekleştirilebilir.   TMK’NIN İŞTİRAK NAFAKASINA İLİŞKİN 331.MADDESİNDE İSE; ”Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” denilmektedir. Bu hükümlere göre nafakaya hükmedildikten sonra tarafların mali durumların değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılması mümkündür. Tarafların mali durumlarının değişmesi iki şekilde gerçekleşebilir. Bunlar; *Nafakayı ödeyen kişinin mali durumunda artış olması veya *Nafaka alacaklısının mali durumunun kötüleşmesidir. Bu durumlar dışında hakkaniyet gerektirdiği takdirde de hakim, nafakanın artırılmasına karar verebilecektir.             Yargıtay, tüm bu hususları dikkate almakla birlikte şayet tarafların ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklik yoksa bile nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerektiğini kabul etmektedir.   T.C.YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2021/4645 E. 2021/5308 K. SAYILI VE 28.06.2021 TARİHLİ İLAMI; ”……… İradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır” Görüldüğü üzere Yargıtay kararlarında nafaka artış oranları, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıklamış olduğu Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) doğrultusunda belirlenmektedir. Fakat ekonomik şartlarda oluşabilecek değişimlere göre ÜFE oranı üzerinde bir nafaka artırımı yapılması da kabul edilmektedir.   TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN 176. MADDESİ 4. FIKRASINDA; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”             düzenlemesi mevcuttur. Bu sebeple, nafaka alacaklısı müşterek çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu arasında bir oranlama yapılarak ilk nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmesi gerekmektedir.             Müvekkil ile davalının evliliklerinden olma müşterek çocuk ZZZ, boşanma kararı verildiği esnada  10 yaşındadır. ZZZ, bu gün itibariyle 13 yaşındadır. Çocuklar açısından yaşın büyümesi ve gittikleri sınıfın artmasının ekonomik giderler açısından etkili olduğu ortadadır. ZZZ, okuduğu okula okul servisi ile gidip gelmektedir. Bu servis ücreti (sıklıkla zam geldiğini belirtmekte fayda vardır) aylık ………… TL’dir.  Yine ZZZ’ın okulu için her sene başında okul forması alınmaktadır. Bu formaların fiyatları da her sene değişiklik göstermek ile birlikte yaklaşık olarak ………… TL’yi bulmaktadır. Okulunun yanı sıra ZZZ’ın eğitiminin iyileştirilebilmesi adına Özel Öğretim Kursu’na gitmesi gerekmiştir. Yine bu kursun ücreti de bir eğitim dönemi için ………….. TL’dir.  (EK) Günümüz koşullarında 13 yaşında bir çocuğun saymak ile bitmeyecek çeşitli masrafları olduğu açıktır. Okul kırtasiye giderleri, ayakkabı ve giyim masrafları, yeme içme masrafları, harçlıkları…vb gibi bir çok farklı masraf düzenli olarak müvekkilim tarafından neredeyse tek başına karşılanmaktadır. Güncel nafaka miktarı ile bir çocuğun giderlerinin karşılanmasının mümkün olmadığı su götürmez bir gerçektir.               DAVALI TARAFINDAN MAHKEMECE MÜŞTEREK ÇOCUK ADINA NAFAKA ÖDENMESİNE KARAR VERİLMİŞSE DE; DAVALI TARAFINDAN MAHKEME KARARINA AYKIRI OLARAK DÜZENLİ ÖDEMEDE BULUNULMAMIŞ OLUP, NAFAKALAR ÇOĞUNLUKLA DAVALIDAN İCRA KANALIYLA TAHSİL EDİLMEK ZORUNDA KALINMIŞTIR.               Müvekkilin başlatmış olduğu …………………………… sayılı icra takibi ile davalı taraf müşterek çocuğa ödemesi gereken nafakayı icra yoluyla düzensiz şekilde ödemektedir. Bu icra dosyası hala derdesttir. NİTEKİM YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NUN 2009 / 3-352 E.  2009 / 348 K. SY İLAMI : “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Tazminat ve Nafakanın Ödenme Biçimi başlıklı 176. maddesinin 1. fıkrasında Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. 4..fıkrasında da; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir denilmekte. Hakimin Takdir Yetkisi başlıklı 182. maddesinin 2. fıkrasında; Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. 3. fıkrasında da Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir hükmü yer almaktadır. Yine aynı kanunun Durumun Değişmesi başlıklı 331. maddesinde; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırımı davası açılabilir.             Davalının ekonomik durumunun nafaka artırımına müsait olması, yüksek enflasyon karşısında paranın alım gücündeki düşüş ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki artış ve müvekkilin tüm bu ihtiyaçlara tek başına yetişememesi de göz önünde bulundurularak bu davanın açılması zorunluluğu hâsıl olmuştur. Yine davalının ekonomik durumundaki düzelme de göz önüne alınarak, çocuğun ihtiyaçlarında aşırı derecede artış olması, çocuğun büyümesinden kaynaklı artan okul giderleri gibi kalemlerin de bu ihtiyaçlara eklenmesi ve daha önce tespit edilen rakamın müvekkilimizin geçimi için çok küçük kalması sebebiyle iş davanın açılma zorunluluğu doğmuştur.             Açıklamış olduğumuz tüm bu haklı sebeplerimize binaen öncelikli olarak müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık………….  olan iştirak nafakasının ……………..TL arttırılarak……………… TL’ye çıkartılmasını talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur. HUKUKİ NEDENLER        :  TMK, HMK ve her türlü yasal mevzuat SONUÇ ve İSTEM    :  Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle;             1-İşbu davanın KABULÜ ile;             2-Tarafların müşterek çocuğu ZZZ için  …………………………………….. sayılı kararı ile takdir edilen aylık ……….. TL olan iştirak nafakasının …….. TL arttırılarak  ………..TL’ye çıkartılarak dava tarihinden geçerli olmak üzere HER AY DAVALIDAN ALINIP DAVACIYA ÖDENMESİNE,             3-Hükmedilen nafakanın HER YIL ÜFE ÜZERİNDEN ARTIRILMASINA,             4-Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin DAVALI TARAFA YÜKLETİLMESİNE karar verilmesini davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.                                     DAVACI VEKİLİ                                              AV. ELİF SENA BİLGİÇ ve AV.MEHMET YALÇIN  

ÖZET VE SONUÇ:

Nafaka artırımı davası, ekonomik koşulların değişmesiyle birlikte, mevcut nafaka miktarının yetersiz kalması durumunda taraflardan birinin talebi üzerine açılan bir davadır. Bu dava sürecinde, tarafların maddi durumlarının detaylı olarak incelenmesi ve hakkaniyet ölçütlerine uygun bir karar verilmesi esastır. Dava sürecinin doğru ve olumlu bir sonuç alınabilmesi adına titizlik ve önemle yürütülmesi oldukça önemlidir. Dava dilekçesinde gerekli tüm hususların yer alması, dilekçeler aşamasında sürelerin önemle takip edilmesi, iddiaların ispatlanması ve taleplerin ayrı ayrı gerekçelendirilmesi gerekmektedir.

Bilgiç Yalçın Hukuk Bürosu avukatları, nafaka artırımı ve diğer aile hukuku konularında sahip oldukları kapsamlı bilgi ve tecrübeyle, müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde savunmayı amaçlamaktadır.

Sonuç olarak, nafaka artırımı davası, hukuki bilgi ve titizlik gerektiren bir süreçtir. Tarafların haklarının korunması için uzman bir hukuk desteği alınması büyük önem taşır. Bilgiç Yalçın Hukuk Bürosu, aile hukuku alanındaki uzmanlığıyla, müvekkillerine bu süreçte profesyonel destek sunmaktadır.